Besteciler.org 2006-2016
Anasayfa arrow Şairler & Şiirleri arrow Yılmaz Odabaşı  
Cuma, 29 Mart 2024
Anasayfa
AdanZye
Besteciler
Söz Yazarları
Amatör Söz Yazarları
Bestelenmiş Sözler
Video Paylaşım
Şairler & Şiirleri
Yılmaz Tatlıses
Erdal Erdoğan
Site İçi Arama
Super.Besteciler.org
Besteciler 2017
besteciler6

bestecilerlogo01.jpg

Yılmaz Odabaşı PDF Yazdır E-posta
Yazar Administrator   
Cuma, 08 Haziran 2007

Sample Image

AHIM KALACAK

Söz :Yılmaz Odabaşı
Müzik : Onur Akın

Ömrümü bu rüzgarlara
Savurmamı saymazsak
Bu serseri yağmurlar da
Aklım kalacak
Yurt büyütüp divane
Gezerken mahpuslarda
Aldırmadan yürüyende
Ahım kalacak
Yoruldum ve yanıldım
Vuslatların izinde
Beyhude kederlerde
Sözüm kalacak
Bu dünyadan gidilir gidilmesine de
Günlerin yakasında elim kalacak
Aldırmadan yürüyende ahım kalacak



AŞK BİZE KÜSTÜ

Söz : Yılmaz Odabaşı
Müzik : Onur Akın

I
Biz bu kentlere sığdık da,
bu kentler bize sığmadı Asiya!
Ve bir çığlık gibi günlerin çarmıhında;
arttıkça yalnız, sustukça silik...

Ay ışığı gölgeleri büyüttü,
son kuşlar da vuruldular dağlarda.
Yakamozları söndü sahillerin,
ışıkları evlerin;

Kaldık...
Kırık bardaklar gibi,
içilmiş sulardan geride
buruk bardaklar gibi...

II
bir bedeli vardır elbet
cennetini çaldırmanın;
ömrünü yetim bir bebek gibi
bırakmanın bulvarlara,bozgunlara
ve yanlış yalan aşklara…

Bir bedeli,
bu kuşatmaların,
ilkyazları kurşunlatmaların...

Biz bu kentlere sığdık aslında,
bu kentler bize sığmadı Asiya,
ah, son kuşlar da vuruldular dağlarda!

III
Ve ömürlerimizde bin kasvetle upuzun
sefalet seferlerinin ayazı;
belki yalnız geçireceğiz artık kim bilir,
batan gemiler gibi
yiten aşklardan geride,
kalan her kışı, güzü ve yazı.

Ay ışığı gölgeleri büyüttü.
Ayrılıklar eskidi, biz eskidik,
aşk bize küstü Asiya...



Aynı Göğün Ezgisi

Söz : Yılmaz Odabaşı
Müzik : Kızılırmak

Abdülselam daha aşksız ve kitapsız
Lisede ipince esmer yürekli bir oğlan

Bu yağmur nerden gelir sular bulanır
Bu çığlık nasıl büyür yürek daralır
Bu kavga ne de bıçkın meydan aranır

Aranır Abdülselam
Bilmez bir oğlan

Diyarbakır'ın göğsünde
terli bir akşam
Daralan sokaklarda
bir yaşamı çaldılar
Abdülselam kardeşimi
arkasından vurdular

Koştum kan mevsiminde erken
 sarıldım
Bir kanlı geçitte vuruldum kaldım



BANA BİR GÜL VER

Söz : Yılmaz Odabaşı
Müzik : Onur Akın

Kendimin ellerinden tutunca
İçimden nehirler gibi akmak geliyor
Yollara çıkmak
Yolculuklara bakmak geliyor
Buralardan böyle
ceketsiz kaçmak geliyor

Bak Palandöken Dağları'nda
Karlar erimiş
Teknelerle kol kola bir bahar
Sulara inmiş
Dağlar için sular için
bana bir gül ver
Avuttuğum düşler için
bana bir gül ver
Söküldüğüm günler için
bana bir gül ver

Yıllarım sırılsıklam
yağmurlar giymiş
Günlerin avlusuna
yeni yeni çocuklar inmiş
Dağlar için sular için
bana bir gül ver
Avuttuğum düşler için
bana bir gül ver
Söküldüğüm günler için
bana bir gül ver

Ben bütün yeşillerimi
İnatçı ayazlara çaldırdım
Sen kendinin ellerinden tut
Kendine benim için bir gül ver



BOZGUN

Söz : Yılmaz Odabaşı
Müzik : Onur Akın

Biz bu kentlere sığdık da
Bu kentler bize sığmadı usta
Ve bir çığlık gibi günlerin çarmıhında
Arttıkça yalnız...
Sustukça silik...
Ay ışığı gölgeleri büyüttü
Son kuşlar da vuruldular dağlarda
Yakamozları söndü sahillerin
Işıkları evlerin...
Kaldık kırık bardaklar gibi
İçilmiş sular gibi
Biz bu kentlere sığdık da
Bu kentler bize sığmadı usta
Ah usta....
Bir bedeli vardır bu kuşatmaların
İlk yazları kurşunlatmaların
Bir bedeli vardır elbet
Cennetini çaldırmanın
Kaldık kırık bardaklar gibi
İçilmiş sular gibi
Biz bu kentlere sığdık da
Bu kentler bize sığmadı usta,
Ah usta...
Ve ömürlerimizde bin kasvetle upuzun
Sefalet seferlerinin ayazı
Belki de yalnız geçireceğiz artık kim bilir
Batan gemiler gibi yiten aşklardan geride
Kalan her kışı, güzü ve yazı.
Ay ışığı gölgeleri büyüttü
Ayrılıklar eskidi, biz eskidik
Aşk bize küstü usta...



DAĞINIK GAZEL

Söz : Yılmaz Odabaşı
Müzik : Onur Akın

Göç
geçer...

Geçer ayrılıklar baladı.
Bize böyle pay kalır.
Bize böyle pay kalır...

Ağla sömürgem... Belki dönemem!
Oralarda usul usul
talazlanan nehirlerde yaz kalır;
kış yanar, düş üşür yüreğimde.
Ağlarım, gözyaşım beyaz kalır...

Sonra askerler yeniden
kuşatırlar aşınmış kaleleri.
Bin “hawaar “parçalar gecenin döşeğini.
Ocaklar iniler, yas büyür,
orta yerde kan kalır;
Dıngılava’da peştamallı
çocuklar havuzlara işerler;
gözlerinde bir mahmur özlem kalır.

Derken bir Ankara,
bir poyraz beni döve döve içeri alır.
Yollar da giderek uzaklaşır...
Giderek uzaklaşır.
kuşlar inkâr edilir,
gökyüzü yağmalanır;
ben büyürüm bu kederle
kalbim uslanır...

Ağla sömürgem!
Ağla ve kucakla kumral delikanlını.
Buralarda çatılmış
bir tüfeğim böğrümde taflan kalır.
Şimdi Kızılay’da oturmuşum
hasretin kancasında;
geçer zaman, geçer yıllar,
günlere bir yeni hazan kalır...

Ağla sömürgem...
Sen hep mağlup bir ağlayışta,
ben uzak susarım
bu mağlubiyet için hep anlayışta.
Bak, çöpçüler bu geceyi de
piç edip süpürdüler.
Ben ise haber değeri bile olmayan bir haykırışta,
özleminle hâlâ bir yakarışta...

Ağla, ben de ağlarım
gözyaşlarım özlemine az kalır.
Buralarda nem var;
nem varsa sende kalır!
Daha çağırırken beni,
anı bile kalmaya tenezzül etmeyen
dağ dorukları,
sömürgem yaslar durur
sesime kırgın ayrılıkları…

Ben gittim ve yittim!
Oralarda usul usul
talazlanan nehirlerde yaz kalır,
yaslarım günleri yüzüme
gözyaşım beyaz kalır.
Burada yıllar küfürle uğurlanır.
Ben büyürüm içindeki haylaz çocuk uslanır

Ağla sömürgem...
Buralarda döne döne-mem!
Artık bir yeşile dolmasak da
anılardan haz kalır.
Sen de bir zaman duyarsın
bir gün bir taze mezar kazılır:

A r d ı n d a b i r d a ğ ı n ı k
g a z e l i l e , k ü l i l e
A n k a r a ’d a
b i r ö l ü y ı l m a z k a l ı r...



Dağlarda Ölmek İsterim

Söz : Yılmaz Odabaşı
Müzik : Ferhat Tunç

 Ömrümde Nice Sızı Var
 Kışların Önü Sonu Var
 Kalbim Kuşatmalarda Dar
 Dağlarda Ölmek İsterim
 
 Kaç Mevsim Ağladım Kaldım
 Tutuşan Özleminle Yandım
 Kentler Zalimdi Ben Dayandım
 Dağlarda Ölmek İsterim
 
 Ben Ateşten Hınçtan Doğdum
 Üç Beş Kuruşa Kul Oldum
 Yetmedi De Mahpus Oldum
 Dağlarda Ölmek İsterim
 
 Kaç Mevsim Ağladım Kaldım
 Tutuşan Özleminle Yandım
 Kentler Zalimdi Ben Dayandım
 Dağlarda Ölmek İsterim



DİYARBAKIR HASRETİ

Söz : Yılmaz Odabaşı
Müzik : Ahmet Kaya

Ne Diyarbakır anladı beni ne de sen
Oysa ne çok sevdim ikinizi de bilsen.

Sevince ölesiye sevilir kalınırdı
Gidince kırılmış bir dal gibi gidilirdi
Sonra
Şehirler uyur kalbim örselenirdi.

Ne Diyarbakır anladı beni ne de sen
Oysa ne çok sevdim ikinizi de bilsen.

“Ne acılar anladı beni yar ne de sen
Oysa ne çok sevdim ikinizi de bilsen.”

Gidince upuzun kırılmış dallar gibi
Üşürdü ömrümüz saçakta kuşlar gibi
Kederden
Geberten hasret ezberlenirdi.

Ne anılar anladı beni yar ne de sen
Oysa ne çok sevdim ikinizi de bilsen.

Geliyorum köpekler gibi acı çekerek
Geliyorum hasretinin gözlerinden öperek.



EY HAYAT

Söz : Yılmaz Odabaşı
Müzik : Onur Akın

Ey Hayat
Sen şavkı sularda bir dolunaysın
Aslında yokum ben bu oyunda
Ömrüm beni yok saysın

El oğlu sevdalardan dem tutar
Aşk büyütür yıldızlardan
Seninse düşlerin yasak dokunamazsın
Birini sevmişsindir geçen yıllarda
Açık bir yara gibidir hala
Hala çok özlersin onu ağlayamazsın

Ey Hayat
Sen şavkı sularda bir dolunaysın
Aslında yokum ben bu oyunda
Ömrüm beni yok saysın

Tırmandıkça yücelir dağlar
Sen mağlupsun sen ıssız
Sesinde çığlıklar boğulur
ama bağıramazsın
Birini sevmişsindir geçen yıllarda
Açık bir yara gibidir hala
Hala çok özlersin onu ağlayamazsın

Ey Hayat
Sen şavkı sularda bir dolunaysın
Aslında yokum ben bu oyunda
Ömrüm beni yok saysın



GİDERSEN

Söz : Yılmaz Odabaşı
Müzik : Kızılırmak

Gidersen hani sığınaklarım?
Eksilir, zarar kalırım…
Kalırım!
Yeni günün tenine dağılır yaralarım.

Sana yağmur diyorum…

Uzun boylu umuttun,
tadında unutuldun.
Nerde büyük uçurumların,
kış suların, yaz uykuların?

Sana yağmur diyorum ıslaklığım bundan.
Yağ da ıslanalım, ama uslanmayalım,
uslanmayalım!

Gün, vursun yükünü gecenin hırkasına;
yol, vursun sesini uzaklığın pasına,
sesime kibrit çaksan tutuşacağım…
Sargısızım,
çoğalırım,
çoğaldıkça arsızım!

Sana yağmur diyorum…

O an…
İşte o an,
ey bizi ayrı takvimlere düşüren zaman,
yere bir bahar dalı düşmüş gibi mi olur?
Sıradağlar mı tutuşur bağrının orta yerinde?

Yeter, kan sıçratmayın sabahın seherine;
Boğulursunuz…Boğulursunuz!



GÜNLERİN YAKASINDA ELİM KALACAK

Söz : Yılmaz Odabaşı
Müzik : Onur Akın

Ömrümü bu rüzgârlara savurmamı saymazsak,
bu serseri yağmurlarda aklım kalacak.
Yurt büyütüp divane gezerken mapuslarda,
aldırmadan yürüyende ahım kalacak!

Hep özgür gezdim tutkuların içinde.
İğde kokularında anılarım kalacak.
Bütün öpüşmeler şimdi bir yalan belki;
saçlarında kadınların kokum kalacak…

Yanıldım ve yoruldum vuslatların izinde;
beyhude kederlerde sözüm kalacak.
Ölüp gitmek belki hiçbir şey ama;
günlerin yakasında elim kalacak…



Her Mevsim Bahardır

Müzik : Ferhat Tunç
Şiir : Yılmaz Odabaşı & Ferhat Tunç

Her mevsim bahardır yine de
Ay doğar, gece uçurum gibi gelir
Doludizgin tayların yeridir yerim
Orada hüsran terli toprağım
Susarsam düşerim ıslatır toprağı terim

Her mevsim bahardır yine de
Siz boğdunuz hayatı
Savruldu aşkların külleri kalplerimizden
O sevinçler
Göz kırparak geçtiler düşlerimizden
Çekin artık
Çekin artık gölgelerinizi günlerimizden

Ey Munzurum, rüzgarım, aşkım,I şarkım
Gel beni kurtar
Her yağmura savrulan
Islak kanatlı kuşları kurtar

Bilinir dışarıda zemheri vardır
Ama barış için, kardeşlik için, aşk için
Her mevsim bahardır yine de
Hallaç_I Mansurun küllerinden geliyoruz
Şeyh Bedrettin kederinden
Kawa’nın ateşinden
Pir Sultan’ın cüretinden geliyoruz

Geliyoruz kalplerimizde bahar
avuçlarımızda dünya
Geliyoruz yorulmuş yorgunluklarla
Büyüyen ağıtlarla
Çoğalan çocuklarla
Ağrıyan anılarla
Geliyoruz kalplerimizde bahar
Avuçlarımızda dünya

Her türküyü çalmaz bizim parmaklarımız
Her halaya çırpınmaz bizim mendilimiz
Geliyoruz her mevsim bahardır yine de
Her türküyü çalmaz bizim parmaklarımız
Her halaya çırpınmaz bizim mendilimiz
Kalan telli kırık bir saz
Telli şeytan dilimiz
Pis Sultanlar bizim pirimiz



Buğulu Atlas

Müzik : Ferhat Tunç
Şiir : Yılmaz Odabaşı

Göğünde Aç Kartalların,
Atmacaların Yarıştığı Tenha
Bir Atlastan Geldim
Kıyamda, Kıyamette Namluların
Kuytu Dağlarla Öpüştüğü
Bir Atlastan
Kanla Çizilmiş Ve Kanı Pıhtılaşmış
Bir Atlastan...
Yılları,Yolları,Yaşları Yok
Gurbet Yüzlü Adamlardan
Sur Diplerinde Bıçaklanan Aşklardan!

Yaşamı Hiç Bilmeden Ölümü Ezberleyen
Badem Gözlü, Sıtmalı Çocuklardan
Yazgısı Uçurum Çocuklardan....
Zarif Dicle'de Ve Asi Fırat'ta
Sıska Keleklerde, Kıl Çadırlarda
Güneşe Sataşan Adamlardan

Ve Mendillerde, Halaylarda
Gülüşleri Kundaklanan Hayatlardan
Yazgısı Uçurum Hayatlardan...

Darmadağın Yılları Hüzne Satılmış
Burunları Hızmalı,Şarkıları Figan
Doğurgan Ve Mübarek Kadınlardan
Yazgısı Uçurum Kadınlardan...

Orada Şarkılar Akar Katran
Akar Kan...
Orada İhlal Ve İflah Olmaz Vatan!
Her Kedere Her Sürgüne İlmek Oldum Bir Zaman
Poyrazların Yamacında Bendin Aşan Sel Benim
Kuşatıldı Ufuklarım Lal Da Kaldım Bir Zaman
Ormanların Kuytusunda Gizli Açan Gül Benim

Kalktığım Yerde Çığlık Düştüğüm Yerde Mayın
Kelepçenin Çeliğine Rehin Düşen Can Benim
Aşk Oduyla Tutuşup Göğe Döndüm Biz Zaman
Kurşunlarla Delik Deşik Yama Tutan Ten Beni



KENDİNE BENİM İÇİN BİR GÜL VER

Söz : Yılmaz Odabaşı
Müzik : Onur Akın

Kendimin ellerinden tutunca,
içimden nehirler gibi akmak geliyor;
yollara çıkmak, yolculuklara bakmak geliyor.
Geberesiye içip salaş meyhanelerde,
buralardan böyle ceketsiz kaçmak geliyor

Bak, Palandöken dağlarında karlar erimiş,
teknelerle kol kola bir bahar sulara inmiş;
dağlar için, sular için bana bir gül ver.
Bir gül ver söküldüğüm günler için

Bak, yıllarım sırılsıklam/ yağmurlar giymiş,
günlerin avlusuna yeni yeni çocuklar inmiş;
dağlar için, sular için bana bir gül ver.
Avuttuğum düşler için bana bir gül.
Bir gül pusulasız gemiler, sökülmüş günler için...

(Ben bütün yeşillerimi inatçı ayazlara çaldırdım;
sen kendinin ellerinden tut
ve kendine benim için bir gül ver.)



KİRALIK KEDER

Söz : Yılmaz Odabaşı
Müzik : Edip Akbayram

Dicle kadar kurudum
Ne sustum ne konuştum
Çöplükte bir gül gibi
Böyledir savruluşlar

Ben yaktım yangınımı
Ben inledim, ben izledim
Ölüm, seni gözledim
Ömrümde çırpınışlar

Şimdi kim anlar beni
Soğuk hayat, soğuk duvar
Sıcak bir şey özledim
Kalmadı başlangıçlar



MARTILARLA RANDEVU

Söz : Yılmaz Odabaşı
Müzik : Edip Akbayram

Uzaklarda kara gözden bir selam vardı,
saramadım, soramadım ömrüm zarardı.
Artık bu ayrılıklardan kalbim usandı,
bir gökyüzü, bir duvar, bir resmin kaldı.

/Oysa dünya ne geniş, koğuşum dardı.
Bıraksalar martılarla randevum vardı.../

Çömeldiğim avlularda düşler sarardı;
o muhteşem dostluklardan şimdi kim kaldı?
Hançerlendim akşamların alacasında.
Ne yaşadım ne öldüm, ömrüm talandı!

Oysa dünya ne geniş, koğuşum dardı.
Bıraksalar martılarla randevum vardı...



MAYIN HATTI

Söz : Yılmaz Odabaşı
Müzik : Onur Akın

Bunlar,
Aşkların vurgun yediği gündüzlerde
Isıttığım sokakları soğutacak
Öptüğüm kadınları ağlatacaklar
İşte bunlar diyorum bunlar
Bizi çıldırtacaklar
Mayın hattında bunlar

Mayın hattında ömrüm
Olur olmaz gülmeyin
Yaralanır düşerim koğuşlara
Umrumda mı gelmeyin
Gider tüfek çatarım dağda
Hiç ardıma düşmeyin
Efkarıma ilişmeyin

Çünkü kısa bir öyküdür hayat
Uğruna upuzun acılar çektiğimiz
Kısa bir türküdür
Bir kez daha söylemek için
Delirdiğimiz



Sen Ateş Ol

Söz : Yılmaz Odabaşı
Müzik : Ferhat Tunç

Tenim tenimde ben sana haldaş olayım
Bir yaprak gibi dalına sarılayım
Ahını ahıma kat sevdan olayım
Sesime bir düğüm at sesine tutunayım

Sen ateş ol ben yanayım
Sen yaz ol ben ayaz kalayım
Uzasın gölgeleri şu ışıkların
Sen tutukla ben hükümlü kalayım

Gözlerin gözlerimde ben sana kurban olayım
Uğruna yorulayım uğruna yanılayım
İçimde fırtınalar rüzgarın olayım
Sesini sesime kat sesinde boğulayım

Sen ateş ol ben yanayım
Sen yaz ol ben ayaz kalayım
Uzasın gölgeleri şu ışıkların
Sen tutukla ben hükümlü kalayım



YAKARIM GECELERİ

Söz : Yılmaz Odabaşı
Müzik : Ahmet Kaya

Bu aşkın nüshası rüzgarlarda
Aslı bende kalacak
Bizi hasret saracak
Bulutlar çıldıracak

Ayrılık başımı döndürüyor
Kavuşmayı özlettin
İntiharlar kuşandım
Bu aşkı sen kirlettin

Geçtim borandan kardan
Yitirdim bahçeleri
Ellerimi tutmazsan gülüm
Yatamam geceleri

Bu aşkın nüshası rüzgarlarda
Kahrı bende duracak
Sende ihanet gülüm
Bende matem kalacak

Bu aşkın efkarı şarkılarda
Yüzün bende solacak
Bizi zaman yenecek
Ve anılar kalacak

Geçtim borandan kardan
Yitirdim bahçeleri
Ellerini tutmazsam gülüm
Yatamam geceleri.



YENİK SERÇE [ADI NEVİN]

Söz : Yılmaz Odabaşı
Müzik : Onur Akın

O kanadı kırık bir kuştu
Beyaza vurulmuştu
Kimseler görmedi başka renk sevdiğini
Kimseler görmedi kirlendiğini
"Kendini martılarla bir tutma" derdim
"Senin kanatların yok
Düşersin yorulursun"
Beni böyle bırakıp gitme ne olursun

O kanadı kırık bir kuştu
Gülümserken vurulmuştu
Kimseler görmedi öpüştüğünü
Kimseler görmedi kirlendiğini

Adı Nevin, şarap içer
Yağmur giyerdi geceleyin
Adı Nevin, şarap içer
Hüzün kokardı geceleyin

O şehrin bütün sokakları dar yapılmıştı
Biz yan yana yürümeyelim diye
İnsanları dar yapılmıştı
Ama biz yürürdük yan yana
Yana yana yürürdük

Adı Nevin, şarap içer
Yağmur giyerdi geceleyin
Adı Nevin, şarap içer
Hüzün kokardı geceleyin
Adı Nevin, şarap içer
Ve ağlardı geceleyin
 

 
< Önceki   Sonraki >
Loading...
Webdesign by Webmedie.dk Webdesign by Webmedie.dk